Sokrates: Sorgulayan Akıl ve Sokratik Yöntemle Bilgiye Yolculuk
Sevgili felsefe meraklısı dostlar, bugün sizlere Batı felsefesinin temel taşlarından biri olan, ancak ardında yazılı tek bir satır bile bırakmamış bir bilgeden bahsetmek istiyorum: Sokrates. Onun yaşamı, düşünceleri ve özellikle de felsefe yapma biçimi, binlerce yıldır insanlığa ışık tutmaya devam ediyor. Gelin, bu büyük düşünürün sorgulayan aklına ve meşhur Sokratik Yöntem‘ine derinlemesine bir dalış yapalım. Unutmayın, felsefe sadece kitaplarda okunan bir bilgi yığını değil, aynı zamanda hayatımıza yön veren bir düşünme biçimidir.
Sokrates Kimdir? Neden Bu Kadar Önemli?
M.Ö. 5. yüzyılda Antik Yunan‘ın parlayan şehri Atina‘da yaşayan Sokrates, döneminin diğer filozoflarından oldukça farklıydı. Kendini “bilge” olarak tanımlamak yerine, “bilgeliği seven” anlamında “filozof” adını layık görmüştü. Bildiğimiz her şey, öğrencisi Platon ve diğer çağdaşlarının eserlerinden geliyor. Sokrates, pazar yerlerinde, agoralarda insanlarla sohbet eder, onların “bildiğini sandığı” kavramlar üzerine sorular sorardı. Onun için gerçek bilgi, insanın kendi içinde keşfettiği bir şeydi ve bu keşif, ancak sürekli bir sorgulama ve eleştirel düşünce ile mümkündü. Erdem, adalet, cesaret gibi kavramların sadece lafta kalmamasını, yaşamın ta kendisi olmasını savundu. Sanırım bu noktada hepimiz kendimize dönüp sormalıyız: Gerçekten neye inanıyoruz ve bu inançlarımızın temeli ne kadar sağlam?
Sorgulayan Akıl: Bilgiye Giden Tek Yol
Sokrates‘in felsefesinin özünde, sorgulayan akıl yatıyordu. O, insanların çoğu zaman bilmeden konuştuğunu, körü körüne inandığını ve ön yargılarla yaşadığını düşünüyordu. Bu yüzden ilk adımı, “bildiğini sananların” cehaletini ortaya çıkarmaktı. Kendisi hakkında söylenen “en bilge kişi olduğu” kehanetini bile sorgulamıştı ve sonunda bu kehaneti, “bildiği tek şeyin hiçbir şey bilmemek olduğu” şeklindeki mütevazı anlayışıyla yorumlamıştı. Bu, felsefeye başlamanın ilk ve en kritik adımıdır sevgili dostlar: entelektüel alçakgönüllülük. Her şeyi bildiğini sanmak yerine, bilmediğimizin farkına varmak, bizi yeni bilgiler edinmeye ve derinlemesine düşünmeye iter. Hayatınızda karşılaştığınız her bilgiyi, her yargıyı, her inancı sorgulama cesaretini gösterin. İşte bu, Sokrates’ten bize kalan en büyük mirastır.
Sokratik Yöntem Nedir ve Nasıl Çalışır?
Gelelim Sokrates‘in adıyla özdeşleşmiş meşhur felsefe yapma biçimine: Sokratik Yöntem. Bu yöntem, bazen “elenchus” olarak da anılan çapraz sorgulama tekniğine dayanır. Amacı, karşılıklı konuşma ve bir dizi dikkatlice seçilmiş soru sorarak, muhatabın kendi inançlarındaki tutarsızlıkları veya bilgi eksikliklerini fark etmesini sağlamaktır. Sokrates, doğrudan bir bilgi aktarımı yapmazdı. Bunun yerine, soru sorarak muhatabını düşünmeye, tanımlarını netleştirmeye ve kendi sonuçlarına ulaşmaya teşvik ederdi.
Sokratik Yöntem‘in temel aşamaları şunlardır:
1. Konu Seçimi ve İlk Tanım: Sokrates, genellikle adalet, erdem, güzellik gibi evrensel bir kavram üzerine sohbeti başlatır ve muhatabından bu kavramın ne olduğu konusunda bir tanım isterdi. Örneğin, “Peki, adalet tam olarak nedir?”
2. Sorgulama ve Örnekler: Muhatabın verdiği tanım üzerinden bir dizi soru sorarak, tanımın olası zayıf yönlerini veya istisnalarını ortaya koyar. Bu sorular, tanımın ne kadar kapsamlı ve tutarlı olduğunu test eder.
3. Çelişkinin Ortaya Çıkışı (Aporia): Sorular ilerledikçe, muhatabın ilk tanımıyla kendi diğer inançları veya örnekleri arasında çelişkiler ortaya çıkar. Bu noktada kişi, bir çıkmaza veya bilgisizlik şaşkınlığına (aporia) düşer. İşte bu an çok kıymetlidir, çünkü kişi artık “bildiğini sandığı” şeyin aslında eksik veya yanlış olduğunu fark eder.
4. Yeni Bir Başlangıç (Maieutik – Düşünsel Ebelik): Kişinin aporiaya ulaşması, yeni ve daha sağlam bir bilgi arayışının başlangıcıdır. Sokrates, bu süreci “düşünsel ebelik” (maieutik) olarak tanımlar. Tıpkı bir ebenin doğuma yardımcı olması gibi, Sokrates de insanların kendi içlerindeki doğru fikirleri “doğurmalarına” yardımcı olurdu. Bu, ezberlenmiş bilginin ötesine geçerek, kendi kendine öğrenmenin en güçlü biçimlerinden biridir.
Bu yöntem, ezberci bilgiden ziyade, eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeye odaklanır. Hukuktan eğitime, iş hayatından günlük ilişkilere kadar pek çok alanda hala aktif olarak kullanılan, zamanı aşan bir araçtır.
Sokratik Yöntemin Gücü ve Günümüzdeki Önemi
Peki, Sokratik Yöntem neden bu kadar güçlü ve günümüzde hala geçerli? Çünkü bu yöntem:
* Varsayımları Sorgular: Bizleri sorgulamadan kabul ettiğimiz inançlarımızı ve önyargılarımızı yeniden gözden geçirmeye iter.
* Bağımsız Düşünmeyi Teşvik Eder: Bize hazır cevaplar sunmak yerine, kendi cevaplarımızı bulma sorumluluğunu yükler. Bu, özgür düşüncenin temelidir.
* Kendini Tanıma Yolunu Açar: “Kendini Tanı” (Gnothi Seauton) felsefesinin en somut uygulamasıdır. Başkalarına sorduğumuz sorular aslında bize, kendi düşüncelerimizi, değerlerimizi ve sınırımızı anlamak için bir ayna tutar.
* Empatiyi Geliştirir: Başkalarının bakış açılarını anlamak ve onların düşünce süreçlerini takip etmek, empati yeteneğimizi artırır.
* Daha Derin Anlayışa Ulaştırır: Bilginin yüzeysel kabulü yerine, kavramların özüne inerek daha kapsamlı ve tutarlı bir anlayış geliştirmemizi sağlar.
Bugün eğitimde, koçlukta, psikoterapide ve hatta iş dünyasındaki müzakerelerde Sokratik Yöntem‘in izlerini görmek mümkün. Amacı, bilgi vermek değil, öğrenmeyi öğrenmek ve sürekli sorgulama ruhunu canlı tutmaktır.
Sokrates’in Mirası: Neden Hepimiz Biraz Sokratik Olmalıyız?
Sokrates‘in ardında bıraktığı miras, sadece felsefe öğrencileri için değil, hepimiz için ilham vericidir. Onun yaşamı ve ölümü, doğruluk, ahlak ve erdemli yaşam arayışının ne kadar cesaret gerektiren bir yolculuk olduğunu gösterdi. Hatta inançları uğruna ölüme gitmekten çekinmedi.
Sevgili dostlar, benim size tavsiyem, Sokrates‘ten ilham alarak kendi hayatınızda da bir “sorgulayan akıl” geliştirmenizdir. Okuduğunuz her bilgiyi, duyduğunuz her haberi, kabul ettiğiniz her “doğruyu” sorgulayın. “Neden?” ve “Nasıl?” gibi basit ama güçlü soruları sormaktan çekinmeyin. Bir konu hakkında ne kadar az şey bildiğinizin farkına varmak, sizi yeni keşiflere yönlendirecektir.
Felsefe, bize sadece geçmişteki düşünürlerin fikirlerini öğretmekle kalmaz, aynı zamanda bize nasıl düşünmemiz gerektiğini de öğretir. Sokratik Yöntem, bu düşünme biçiminin en parlak örneklerinden biridir. Unutmayın, bilgiye giden yol, cevapları bulmaktan çok, doğru soruları sormaktan geçer. Hadi, gelin bu bilgiye yolculukta hep birlikte sorgulayan birer akıl olalım!